Anne Baba Hakkı - Vaaz Konusu

DinGorevlileri

Administrator
Yönetici
ANNE-BABA HAKKI
وَقَٰضى رَبَُّكَ اَلََّ تَعْبُّدُُّٓوا اِلََُّٓ اِيََاهُّ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَاناًۜ اِمََا يَبْلُّغَنََ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُّهُّمَُٓا اَوْ كِلَهَُّمَا فَلََ تَقُّلْ لَهُّمَُٓا اُّ فٍَّ وَلَّ تَنْهَرْهُّمَا وَقُّلْ لَهُّمَا قَوْلًّ كَر۪يماً
“Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara ‘öf!’ bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.”2

Yüce Rabbimiz bu ayet-i kerime ile yalnız kendine kulluk etmemizi, O’na şirk koşmamamızı ve ana-babamıza iyilik etmemizi emretmektedir. Yani yüce Allah kendine kulluktan sonra ana-baba hukukunu dile getirip onlara itaati ve görüp gözetmeyi bizlere emrediyor. Bir başka ayet-i kerimede de aynı şekilde;
وَوَصََيْنَا الْنِّْسَانَ بِوَالِدَيْهِِۚ حَمَلَتْهُّ اُّمَُّهُّ وَهْناً عَٰلى وَهْ نٍّ وَفِصَالُّهُّ ف۪ي عَامَيْنِ اَنِ اشْكُّرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيْكَۜ اِلَيََ الْمَص۪يرُّ
“Biz insanlara ana-babalarına iyilik etmelerini vasiyet ettik.”3 buyurmaktadır.
Rabbimizin bu konudaki emirleri gayet açık olarak önümüzde bulunmaktadır. Şüphesiz her bir mümin bu emirlerden nasibi kadarını alacaktır. Anneye, babaya, akrabaya, komşuya gösterilen veya gösterilmesi istenen bu saygı ve sevgi, İslam’danbaşka hiçbir dinde ve düşünce sisteminde bu kadar öne çıkarılmamıştır.

Hz. Peygamber (s.a.s), şefkat timsali annelerimiz için;
فَالْزَمْهَا فَإِنََ الْجَنََةَ تَحْتَ رِجْلَيْهَا
“Ayağına sarıl, cennet oradadır.”4 buyurmuş, ayrıca baba hakkınıdile getirirken de:
لَّ يَجْزِى وَلَدٌ وَالِدًا إِلََّ أَنْ يَجِدَهُّ مَمْلُّوكاً فَيَشْتَرِيَهُّ فَيُّعْتِقَهُّ

“Bir evlat babasını köle olarak bulsa, onu satın alıp hürriyetekavuştursa, yine de onun hakkını tam olarak ödeyemez”5ikazınıyapmıştır. O halde ana-babamızı her zaman başımızın üzerinde taşımayı şeref bilmeliyiz.

Anne babamıza yaptığımız iyilikler, sözlü ve fiili bütün iyilikleri kapsar. Onlarıngönüllerini kazanmamızda söyleyeceğimiz sözlerin büyük önemi vardır. Zira maddiolarak tüm ihtiyaçlarını karşılama imkânına sahip olamazsak bile güler yüz vetatlı dilimizle onları memnun edebiliriz. Bu bakımdan anne babalarımıza karşı hitaplarımıza çok dikkat etmeliyiz. Çünkü Allah, onları azarlamamamızı emrediyor. Şöyle bir düşünelim, bizden yaşça küçük olan birisi bizimle konuşurken laubali davranır, dinlemez veya bize karşı sesini yükseltirse nasıl üzülürüz değil mi? İşteanne ve babamız da onlara karşı hoş olmayan hitaplarımızdan dolayı üzülürler. O bakımdan

Cenab-ı Hak “onları azarlamayın ve her ikisine de güzel söz söyleyin” diyebuyurmuştur. Onlara anneciğim, babacığım şeklinde gönüllerini okşayacak tarzdatatlı dil ile hitap etmemiz gönüllerini kazanmamıza sebep olur, onları sevindirir. Büyüklerden bir zata anne babaya karşı tatlı söz söylemenin nasıl olacağı sorulmuşo da suçlu bir hizmetlinin efendisi karşısındaki konuşması gibi olmalıdır, demiştir. Bugün bizler genç, güçlü kuvvetli insanlarız. Unutmayalım ki anne babalarımız dabizim gibi güçlü kuvvetli idiler. Sahip olduğumuz bu imkânlar elimizden gidecek, yarın biz de onlar gibi yaşlanıp çocuklarımızın bakımına muhtaç hâle geleceğiz. Obakımdan anne babamıza karşı tevazu kanatlarını indirmeliyiz ve onlara merhametetmeliyiz ki yarın da çocuklarımız bizlere aynı şefkat ve merhamet kanatlarını indirsinler. Ayet-i kerimede adeta bir kuşun yavrusunu kanadının altına alarak onutehlikelerden koruması gibi bizim de anne babamızı korumamız gerektiği emredilmektedir.6Ancak bu, çok zor ve sabır isteyen bir iştir. Allah onlarlabizim sabrımızı denemektedir. Bu zoru başararak onların rızalarını kazandığımızzaman cennete girip nimetlerine kavuşacağımız muhakkaktır. Peygamberimiz de anne babası yanında olup da onlara iyilik ederek cenneti kazanamayan ve o nimettenmahrum olan kimseyi kınamış ve ona yazıklar olsun diye acımıştır.7

Ayette de ifade edildiği gibi annemiz rahminde bizi taşırken birçok sıkıntılarakatlanmış ve meşakkatlerle bizi bu dünyaya getirmiş olduğundan dolayı8olsa gerek ki anneye iyilik etmek babaya iyilik etmekten daha öncelikli olduğuPeygamberimizin hadisinde de yer almıştır.9

Anne babamıza iyilik yapmak onların rızasını almaya, dolayısıyla Allah’ın rızasınıkazanmaya vesile olur. Peygamberimiz, onların rızasını almakla dualarımızın kabulolacağını, birçok sıkıntılarımızın hallolacağını haber vermektedir. Bununla ilgili rivayetedilen hadise göre üç kişi bir mağaraya sığınır. Sonra mağara girişine büyükbir kaya parçası düşerek kapatır ve içindekiler çaresizlik içerisinde kalırlar. Bu durumdankurtulmak için her biri Allah’ın hoşuna gidebilecek iyiliklerini sayarak taşınkalkması için Allah’a yalvarırlar. Bunlardan biri de her gece anne babasına süt ikramındabulunduğunu, ancak uyurken onları uyandırmamak için bir gece sabaha kadarbeklediğini, bu iyiliğinden dolayı mağaradan kurtulmasını ister. Bu vesileyle mağaranınağzındaki kaya aralanmaya başlar.10

Ana babamız için şöyle dua ederek
رَبََنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيََ وَلِلْمُّؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُّومُّ الْحِسَابُُّ۟
“Rabbimiz! Hesap görülecek günde beni, ana-babamıve inananları bağışla.”11mağfiret talebinde bulunmamız onlarayapacağımız iyilikler arasında değerlendirilmiştir. Esasen ana babamıza yaptığımız iyilik ve ihsan kendimize yapılan ihsandır. Anne babamıza yaptığımız iyiliklerinkarşılığını fazlası ile dünyada çocuklarımızdan göreceğimiz gibi ahirettekimükâfatı da sınırsız olacaktır.

Ana babamız, bizi Allah’a isyana teşvik etmedikçe, onların meşru olan emrineuymamız gerekir. Ana baba, müşrik de olsalar bile onlara iyilik ve ikramda bulunmamızdinimizin emridir. Peygamberimiz, müşrik anneye sıla-i rahimde bulunupona iltifatlarda bulunmayı emretmiştir.12 Hayırlı evlat, anababalarına sadece dünyada iken iyilik eden değil, onların ölümünden sonra daonların dostluğunu koruyup devam ettiren ve dostlarına saygı gösterendir. NitekimAbdullah b Ömer de yolda gördüğü bir kişiye babasının dostu olduğu için bineğinive sarığını vererek iltifat eder, kendisini kınayanlaraise o babamın dostudur, diyecevap verir.13

Yaşlılıklarında da onların kadrini daha da iyi takdir etmeli, başımızdan atmak, hizmetlerinden kaçınarak, huzurevlerine göndermek gibi bir yanlışa asla düşmemeliyiz.
Çünkü bu onlara en büyük işkence, yıkım ve zulüm, hatta sağ iken mezara koymaya benzeyen bir harekettir.
Bizim toplumumuzun bünyesine uymayan ve asla olmaması gereken bu tür tutumve davranışların varlığı maalesef çevremizde duyulmaya başlamıştır. Anne- babayı aileden dışlayan batı toplumları, geçmişle gelecek arasındaki kültür köprüsünü yıktıkları için bu günkü kargaşaya düşmüşlerdir. Bu gibi davranışlardan kaçınarak“Belirli bir yaşantıdan sonra anne-baba ayak bağı oluyor” fikri yerine, bu konudadinimizin görüş ve felsefesine kulak vermemiz, o mutluluk kaynağına yönelmemizşüphesiz en yerinde hareket olacaktır. Mensubu olduğumuz yüce dinimizin vekaynağını yine dinimizden alan örfümüzün ebeveyne muamelede izlediği yol buşekildedir.

İnanç ve düşüncesi bu anlayışla yoğrulmuş olan bizler için ana- babalarımızadavranışımız konusunda aslında başka herhangi bir şeye, senede bir gün hatırlanmakiçin anneler veya babalar gününe de ihtiyaç yoktur.

Günümüzde, bir yıl boyunca kendisini türlü meşakkatlerle yetiştirip büyüten biranne-babası olduğunu dahi hatırlayamayanlar için böyle özel günlerin ortaya konulması, unutulup, bir köşeye atılan ana-babaların gönüllerine acaba gerekli hisleriyaşatmaya yeterli olabiliyor mu?

Sadece bu günlere özel sevgi tezahürlerinin ortaya konulması kültürümüze veinsanımıza yakışan bir davranış türü olabilir mi? Ana-babalarımıza karşı görevlerimiziyapmış olmanın hazzını bu sayede ne kadar elde edebiliriz acaba?

İşte üzerimizde bu kadar çok hakları olan ana-babamıza karşı sorumluluklarımız nelerdir? Kendi rahatlarından önce çocuklarının rahatını temin etmeye çalışan ebeveynimize karşı sorumluluklarımızı şöyle sıralayabiliriz:

  • Anne-babalarımıza karşı en önemli görevlerimiz onlara iyi muamele etmekve onlarla sevgi ve saygıya dayalı olarak güzel geçinmektir. Bizi dünyaya getirmeyesebep olan ebeveynin haram olmayan her türlü talebini yerine getirmenin Allah’ın rızasını kazanmamıza vesile olduğunu bilmemiz gerekir.
Nitekim sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:

رَغِمَ أَنْفُّ ثُّمََ رَغِمَ أَنْفُّ ثُّمََ رَغِمَ أَنْفُّ قِيلَ مَنْ يَا رَسُّولَ الََِلّ قَالَ مَنْ أَدْرَكَ أَبَوَيْهِ عِنْدَ الْكِبَرِ أَحَدَهُّمَا أَوْ كِلَيْهِمَا فَلَمْ يَدْلُُّْ الْجَنََةَ
“Anne-babası veya her ikisinden birisi yanında ihtiyarladığı hâlde, Cennet’e giremeyip Cehennem’e giden kimseye yazıklar olsun”.14

  • Anne-babaya iyi davranmak. Peygamberimiz “kime iyilik yapayım?”diye üç defa soran bir kişiye her defasında da, “annene” cevabını verirkendördüncü defada, babasına iyilik yapması gerektiğini söylemiştir.15
  • Günlük maddî-manevi ihtiyaçlarını karşılamak ve gidermek. Anne baba muhtaç durumda iseler evladın onların ihtiyaçlarını karşılaması ahlaki olduğu kadar dinenhukuki bir sorumluktur.16 Nasıl ki biz küçükken her ihtiyacımızı karşılayan ebeveynimiz, muhtaç duruma geldiklerinde bizim de onlara aynı sevgiyigeri vermemiz bir erdemlik ifadesi, bir ahlak ve bir şükran borcumuzdur.
  • Saygılı davranmaktır. Bizim örf ve âdetimize göre büyüklere saygı, küçüklere karşı sevgi göstermek esastır. Peygamberimiz (s.a.s) anne-babaya saygısızlığı büyük günahlardan saymıştır:
قَالَ رَسُّولُّ الََِلّ صَلََى الََُّلّ عَلَيْهِ وَسَلََمَ أَلَّ أُّنَبَِئُّ.كُّمْ بِأَكْبَرِ الْكَبَائِرِ قُّلْنَا بَلَى يَا رَسُّولَ الََِلّ قَالَ الْْ شِْرَاكُّ بِالََِلّ وَعُّقُّوقُّ الْوَالِدَيْنِ …
“Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi? diye sordu. ‘Evet, bildir, ey Allah’ın Resulü’ diyen ashab-ı kirâma bunların sırasıyla; ‘Allah’a ortak koşmak, anne-babayakarşı gelmek…’ olduğunu belirtti”.17
  • Uygun olmayan söz söylememek ve onları incitecek her türlü ifadelerdenmümkün mertebe uzak kalmaktır. Çünkü ebeveyne kötü davranmak haram olduğugibi, onlara kötü söz söylenmesine sebep olmak da haramdır. Allah’ın, “Onlara öfdahi demeyin” emrine ilaveten Peygamberimiz (s.a.s);
قَالَ رَسُّولُّ الََِلّ صَلََى الََُّلّ عَلَيْهِ وَسَلََمَ إِنََ مِنْ أَكْبَرِ الْكَبَائِرِ أَنْ يَلْعَنَ الرََجُّلُّ وَالِدَيْهِ قِيلَ يَا رَسُّولَ الََِلّ وَكَيْفَ
يَلْعَنُّ الرََجُّلُّ وَالِدَيْهِ قَالَ يَسُّبَُّ الرََجُّلُّ أَبَا الرََجُّلِ فَيَسُّبَُّ أَبَاهُّ وَيَسُّبَُّ أُّمََهُّ

“Bir kimsenin anne-babasınasövmesi büyük günahlardandır.” Sahabe;“Bir kimse ebeveynine nasıl söver?” deyince, Efendimiz (s.a.s); “Biri başkasının babasına söver, o da tutar bunun annesine ve babasına söver”diye cevap verdi.18
  • Öldüklerinde hayırla anmak, dua etmek.19
Görüldüğü gibi, hayatlarını bize vakfeden, her hareketlerini bizim iyiliğimizi düşünerek yapan ana-babalarımıza karşı tavırlarımız yüce Yaratıcının ayet-i kerimede bizlere gösterdiği gibi olmalıdır. İncitip üzmek ve kırmak bize bir şey kazandırmayacağı gibi, Rabbimizin huzuruna, O’nun bu konudaki emir ve yasaklarını dinlememiş bir durumda çıkıp hüsrana uğrama bedbahtlığına da düşebiliriz.

1 - Bu konu, Dr. Seyit Ali TOPAL, Dr. Ercan ESER ve Nevzat OKUMUŞ’un “Kur’an’dan Öğütler” adlı kitaptaki yazılarından derlenerek hazırlanmıştır.
2 - İsrâ, 17/23.
3 - Lokman, 31/14.
4 - Nesaî, Cihad, 6.
5 - Müslim, Itk, 25.
6 - İsrâ, 17/24.
7 - Müslim, Birr ve Sıla, 9-10.
8 - Lokman, 31/14.
9 - Müslim, Birr ve Sıla, 2.
10 - Buhârî, Büyû’, 98; Müslim, Zikir, 100.
11 - İbrâhim, 14/41.
12 - Müslim, Zekât, 50.
13 - Müslim, Birr ve Sıla, 11-13.
14 - Müslim, Birr ve Sıla, 9.
15 - Buhârî, Edeb, 2.
16 - Bakara, 2/215.
17 - Buhârî, Edeb, 6.
18 - Buhârî, Edeb, 4.
19 - İbrâhim, 14/41.
 

Ekli dosyalar

Üst